BİLDİĞİN GİBİ DEĞİL

Hatice ve Burak Uslu'ya...   Bildiğin gibi değil. Bilmediğin gibi de değil.   Kim derdi ki, mühür vurulacak; gece in...

Hatice ve Burak Uslu'ya...

 

Bildiğin gibi değil.

Bilmediğin gibi de değil.

 

Kim derdi ki, mühür vurulacak; gece inzivasına çekilerek ışıl ışıl gözlerle karanlığını tek tek ayıklayıp içine akıtacak. Mühür vurulacak ve mil çekilecek gözlerine karanlığın.

 

Bildiğin gibi değil.

 

Ben bir harf idim. Seni, beni, onu bilmez idim. Bilmediğimi bilemediğim kadar bilir, bildiklerimi bilemediklerimden çıkarıp kalbime istiflerdim kendimi. Ben bir harf idim. Mana güderdim cehaletin uçsuz bucaksız ovalarında. Bildiğin gibi değil. Çoğaldığımı hissettim bir gün. Çoğaldıkça gölgelerim de çoğaldı. Üstlerinden atlayarak yürüyordum gölgelerimin. Yürüyor muydum gerçekten. Çocukça bir feryadın dilinde ünlenen bir sestim. Yayıldım. Üstüme üstüme geliyordu çokların hepsi. Birden çoğaldığımı gördüm çoklara karışarak. Ben beni kaybetmiştim. Hadi beni arayalım dedim. Çokların hepsi beni arıyordu. Ben hepsine karışmıştım tek tek. Bütün çoklarda vardım, ama hiç birinde görünmüyordum.

 

Ben bir harf idim diye ünledim çoklara. Şimdi her yerde varım ama kendimde yokum. Kendimden yokum. Sana, bana, ona, kendime yokum. Bildiğin gibi değil. Gölgelerimin üstünden atlayayım derken kendi üstümden atlamışım. Geri de dönemiyordum. Üstümden atlamış ve kimin olduğunu bilmediğim bir gölgenin çukuruna düşmüştüm.

 

Bildiğin gibi değil.

Bilmediğin gibi de değil.

 

Tanımlanamıyordum. Tamlanamadığım için tanımlanamıyordum. Ağırlığım tümüyle üstüme binmişti. Nefesim kesilmişti. Beni çekin üstümden diye haykırdım. Kaplanmıştım kendimle. Göz gözü görmüyordu kendimden. Her şeyi kaplamış lakin her şeyle de kaplanmıştım. Heey çokluk diye seslendiğimde, 'ben'im karşılığını alıyordum.

..................................................

 

Ey Kutlu Nefes,

Bana ruhundan üfle,

Kendine çek,

Ki bir bir ineyim üzerimden,

Bana üfle ve zamanın efendisi yap beni,

Ki bir bir ineyim ben'lerimin üzerinden,

Ey Kutlu Nefha,

Ruhuna çek beni,

Gölgemi zamanın üstüne sal,

Ki diz çöksün iblisler,

Heybetimin şavkına.

 

Ey varlık mihrabına boy veren Kutlu Kalem,

Beni yükselt,

Ve benden bir kelime yap gökleri tutan.

 

Yani dostum,

Bildiğin gibi değil

Bilmediğin gibi de değil

Var mısın elimden bir tas çorba içmeye,

Korkma,

Can eritip katmışızdır çorbamızın suyuna,

İçtiğin yağ, salça, kılçık hükümranlığı değil,

Can suyudur, cennetten gelip cennete akan.

 

Yani burası orası değil,

Bu sen de o sen değil,

Yani anlayacağın,

Hiç bir şey,

Bildiğin gibi değil,

Bilemediğin gibi de değil.

 

Erdal Çakır

14.11.2024

 

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

0 comments

Flickr Images